HABERLER

13. TÜRKTAY ANKARA’DA GERÇEKLEŞTİ

19.10.2023

Türkiye’de Tüm Yönleriyle Atık Yönetimi (TÜRKTAY) tarafından TÜRKÇİMENTO altın sponsorluğuyla düzenlenen 13. TÜRKTAY "Cumhuriyetimizin 100. Yılında Atıktan Ham Madde ve Enerji Üretiminin Finansmanı, İklime Etkileri” konulu panelde konuşan TÜRKÇİMENTO Çevre ve İklim Değişikliği Müdürü Canan Derinöz Gencel, 2030 yılına sektörün odaklandığı ve yaygınlaştırılması gereken çözümlerin başında atıktan enerji ve hammadde elde edilmesi geldiğini söyledi. Derinöz Gencel, konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Burada, biyokütle içeren alternatif yakıt kullanımının artırılması ön plana çıkmaktadır. Diğer çözüm, beher ton çimento içinde klinker oranının düşürülmesidir. Mevzuat düzenlemelerinin tamamlanması da zaruridir. Sektör olarak, hesaplarımıza göre 2022 yılında 1,6 milyon ton atık kullanarak %10,1 oranında alternatif yakıttan enerji elde ettik. Bu sayede 850 bin ton eşdeğerinde petrokok tasarrufu sağlanmış oldu. Ayrıca yine 2022 yılında 3 milyon ton alternatif hammadde kullandık. Biyokütle içeren yakıtlar sera gazı emisyonları açısından nötr özelliğe sahiptir. Dolayısıyla gerek düşük karbon yol haritası gerekse ülkemizin taslak iklim kanunu ve kurulacak ulusal emisyon ticaret sistemi kapsamında biyokütle içeren alternatif yakıtların tedariki ve kullanımı sektörümüzün önceliğidir. Biyokütle içeren alternatif yakıt ithalatı da kısa vadede seçenektir.”

TÜRKİYE ÇEVRE ÜLKELERDEN KAYNAKLI KARBON KAÇAĞINA KARŞI KORUNMALI

Taslak İklim Kanunu ve Taslak Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliği’ne de değinen Canan Derinöz Gencel, bu konuda da şunları söyledi: “Bu kapsamda enerji yoğun sektörlerimiz açısından önemli birkaç noktaya değinmek isterim. Kanun taslağı, enerji yoğun sektörlere, sera gazlarını azaltmak için emisyon ticaret sistemini öngörüyor. Emisyon ticaret sistemi, bu sektörlerin emisyonlarına kota getirecektir. Azaltım sadece emisyon ticaret sistemine dahil olan sanayi ve enerji sektöründen beklenmemelidir.  Atık, binalar, tarım gibi ETS dışı sektörlerin azaltım mekanizmaları ikincil mevzuat ile net olarak belirlenmelidir. Ülkemizde faaliyet gösteren karbon yoğun sanayi sektörünün (çelik, çimento, alüminyum gibi), karbon sınırlaması olmayan çevre ülkelerden (İran, Suriye gibi) gelecek ürünlere, diğer bir deyişle  “karbon kaçağına” karşı korunması elzemdir. Kanun taslağında, bedelsiz tahsisat yer alıyor ancak karbon kaçağı net olarak belirtilmemiştir.” Türkiye’nin sektör ve kamu iş birliğiyle düşük karbonlu üretime geçişte dünyanın önde gelen oyuncularından biri olma konusunda umutlu olduğunu vurgulayan Canan Derinöz Gencel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörümüzde düşük karbonlu üretime dair belirlediğimiz yol haritamızın kamu ile iş birliği içerinde ivedilikle ülkemizin 2053 net sıfır hedefine uyumlu bir şekilde hayata geçirilmesini hedefliyoruz. 2030 hedefleri için; atık ve katkılı çimento konusunda mevzuat desteği, sektörel bedelsiz tahsisat verilmesi, 2050 ileri teknolojiler hedefi için; finansman desteği sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde, kamunun sektörlerimiz için hazırlanan yol haritalarında sektörlerimizle dönüşüm gerçekleşebilir.”